GELECEK; KESİN GELECEK

“Tıp bilimi pozitif bilimdir”

İnsanlığın temeli iyi bir eğitimle güçlenmiş olarak şu anda ve gelecekte daha güvenli, sağlıklı ve mutlu olması en doğal hakkıdır. Gelecek zaman için iki farklı kalıp kullanılır, biri kesin olarak yapılacak ve olacaklardır, diğeri ise olası yani kesin olmayan yapılacak şeylerdir. Bazı konular vardır ki eğitim, güvenlik ve sağlık işte bunlarda kesinlik şarttır. Bir şeyler vaat ediyorsan en iyisini söyleyeceksin ve en iyi şekilde tam olarak yerine getireceksin ve daha iyisi için emek vereceksin. Bu konuyu güncel olarak ele aldığımızda her şey yolunda mı, söylenen her şey kesin yerine getirilmiş mi tartışılır. Hani sıklıkla söylenen bir takım sözler vardır “sağlık olsun, her işin başı sağlık, canın sağ olsun” gibi, ama her zaman olmuyor işte bir gün hastalık geliveriyor. Bunlar tabii ki temenni ve iyi dilekler, ama işi şansa bırakmamak gerekir. Eğer “şanslıysan” yaşayabileceğin bir sağlık sistemi kesinlikle kabul edilemez. Kime güveneceğiz, her şey tam mı, kesinlik kazanmış mı, merkezler tam donanımlı mı, kişiler iyi eğitimli mi, çalışanların halka hizmet verenlerin IQ’su, EQ’su, empatisi ve sempatisi yerinde mi? bunlar önemli. Herkes her işi yapamaz, bu kesin bilinmeli.

Tıp bilimi; pozitif bilimdir, ancak tıpta bugün 2+2 = 4 eder yarın belki 5, belki 6, belki de 3, işte tıp bu yüzden pozitif bilim, her sonuca gebe. Bu durum aslında bilimin bir dramıdır, bilim insanının ise heyecanı, çoşkusudur.  Bunun aşılması aklın yolu ile olur. Sonucun başarısı ise büyük bir hazdır. Tıbbın her bilim dalı önemli ancak kalp cerrahisi’nin yeri farklı tabii ki. Yasalar sadece kalp cerrahına kalbe dokunma hakkını vermiş, düşündüğümüzde insanoğlunun kalbini bir dokunuşla durduruyorsun, problemi gideriyorsun sonra da yine bir dokunuşla tekrar çalıştırıyorsun. Büyük mucize değil mi? daha ötesi var mı?

Doktorlar hastalarına sadece ilaç vermemeli, onları ve diğer insanları sağlık ve hastalıklar konusunda aynı zamanda aydınlatmalı ve bilgilendirmelidirler. Ancak bu bilgiler bilimin kanıtlanmış doğruları olmalıdırlar. Tıp, üç ayrı başlıkta toplanan bilim dallarından oluşur; temel bilimler, dahili bilimler ve cerrahi bilimler. Bütün bilim dalları birbirine ihtiyaç duyar. Bu bilim dallarının görüş halinde olmaları zorunludur. Bu en azından ulusal veya uluslararası ortak katılımlı kongrelerle sağlanmalıdır. Ortak projeler ve bilimsel çalışmalar tasarlanmalı ve sonuçları değerlendirilmelidir. Bilimsel çalışmanın ilk basamağı meraklı olmaktır. Bir konuya hem niteliksel hem de niceliksel yaklaşımda bulunursan bilimsel bir bütünlük sağlanır. Bilimde fazla meraktan kesinlikle zarar gelmez. Teknolojik destekle bilim uğruna yapılacak herşey insana büyük bir haz ve mutluluk vermektedir. Ama var olan bir gerçekte kullanılan gereçlerin sürekli gelişmesine rağmen temel hedefin aslında hep aynı kalmasıdır.

Herkes kendini geliştirmek zorundadır. Boş oturmak yok. İnsanoğlu için yapılan herşey kutsaldır. İnsanımıza şu an ne kadar değer veriliyor sorusuna kimse ‘tam’ cevabını vermez herhalde. Gelişmiş dünya ülkelerine bakıldığında en fazla hekim ve hastanenin olduğu ülkemizde çok ilaç yazan doktor en iyi dokturdur’ mantığı halen güncel bir yaklaşımdır. Eskisi kadar olmasa da insanlar halen ne tarafa çekilirse o tarafa yönelmektedir. Bilimin ve yapılan araştırmaların sonuçlarının ışığında doktor bilgisini her zaman yenilemelidir ki en iyi hizmeti versin. Bu sadece hekimin isteği ve kendini geliştirmesiyle olmuyor elbette. Sağlık merkezlerinin niceliği önemli değildir, önemli olan işlevini tam yerine getiren nitelikte olmasıdır. Peki ne yapmak gerekir. Profesyonelleşmek gerekli, bu kesinlikle şart! Hastaya sağlık hizmeti vermek bence sanat icrat etmektir. Doktorlar kesinlikle işçi değildirler. Çünkü elleriyle çalışanlar işçidir, elleri ve kafasıyla çalışanlar ise sanatçı. İnsanoğlu çoğunlukla bildiğini düşündüğü için yeni şeyler öğrenmekten kendini alıkoyar. Artık standartı bilmek ve uygulamak işe yaramıyor, insanı köreltiyor, kimseye fayda sağlamıyor. Daha fazlasını bileceksin ve bunu uygulayacaksın ki insanlar sana helal olsun’ desin. Bağnaz düşünceler ve bencillikle bildiğini paylaşmamak kişilere zarar verir. Başkalarınca engellenmek kötüdür. Haraketi kısıtlanmış bir insan hiçbirşeydir. Çünkü haraket tüm yaşamların nedenidir.

Tüm diğer insanlar öyle düşündüğü için bizde öyle düşünmeyelim ya da o şekilde düşünmemiz bize söylendiği için ve öyle düşünmemiz gerektiğini düşündüğümüz için değil. Korkmayalım kendimizi ifade edelim. Günaha veya para gücüne karşı mücadele etmeyelim, zaten yaşamak bir mücadele, bize fazlasıyla yetiyor, enerjimizi alıyor. Öğrenmeyide öğrenmek zorundayız. Kendini geliştirmek ve yenilemekten öte birşey var mı? Artık hipokrat yemini dahi güncellendi. Bakın nasıl bir satır eklendi. “Tıp bilminin bilim kadar sanatında bir parçası olduğunu her zaman aklımda tutarak bazen hastalara gösterilecek sıcak, anlayışlı ve sempatik tavırların ameliyatlardan daha etkileyici olabileceğini unutmayacağım.”

Güzel sağlıklı günler kardeşce duygularla insanlığın olsun.

Gelecekte “sonuçta kalıcı çözümlerin elde edildiği bir dünya temennisiyle”